2005.05. NEDEN YENİ BİR ÇALIŞMA Asansör Dünyası
NEDEN YENİ BİR ÇALIŞMA
GENEL YAKLAŞIM
2000 yılından beri, Asansör Yönetmeliği taslağı konusunda birçok çalışma yapıldı. 15 Şubat 2003 yılında 95/16 EC Asansör Direktifi ile uyumlaştırılmış bir Asansör Yönetmeliği yayınlanmış ve 01.03.2005 yılında zorunlu uygulamaya girmiş olmasına rağmen, yeni yönetmelik hazırlama çalışmaları devam etmektedir. Bu konuda yeni taslak hazırlama tartışmasının başlaması, Avrupa Komisyonundan gelen itirazın, önerilen yönetmeliğe karşı çıkma olarak değerlendirilmesinden doğdu. Böylece gerek Bakanlık, gerekse sektör çevreleri farklı yorumlarla mevcut yönetmeliğin yeterli olamayacağı konusunda fikir birliğine vardı ve yeni taslak çalışmaları başladı. Ancak Avrupa Komisyonu Temsilcilerinin gerekçeli itiraz raporu geldiğinde, hazırlanan Asansör Yönetmeliğinin özüne bir itirazları olmadığı görüldü. Komisyon bazı çeviri hataları ve Direktifle uyumsuz olduğunu düşündüğü bazı basit teknik düzeltme istekleri dışında, temel bir itiraz getirmemekteydi. Bu basit düzeltmeler yapılarak, aynı yönetmeliğin devam etmesi de mümkündür.
Avrupa Komisyonunun temel isteğini iki noktada toplamak gerekirse;
- 95/16 EC Asansör Direktifinin uyumlaştırılarak Ulusal mevzuat haline getirilmesi ve Ülkeye ait uygulamalar haricinde özünün aynı kalması
- Mevcut Ulusal Hukukun uygulanması sırasında, her ikisi de Ulusal mevzuat haline gelmiş olmasına rağmen 95/16 EC Asansör direktifine göre yapılan uyumlaştırma ile Ulusal uygulamaların çelişmemesi
1985 Yılında yapılan Roma Antlaşması ve Yeni Yaklaşım Direktiflerinin kabulü esası da zaten bu temel üzerinde oluşturulmuştur. Gümrük Birliği uygulamasına katılan Ülkelerde uygulanacak bir “Çerçeve Kanun” ve buna bağlı “Güvenli Ürün” tanımı yapan Ürün Gurubu Direktifleri, ürünün güvenli olarak nasıl tasarlanacağı, tasarımın onayının nasıl alınacağı, ürünün nasıl kontrol edileceği ve piyasaya nasıl arz edileceğinin tanımını yapar. Dikkat edilirse bütün hukuk ürünün güvenliği üzerine kurulmuştur ve “güvenli olmayan ürün piyasaya arz edilemez” ana düşüncedir. Bu ticarette üçüncü nesil kavramdır. Birinci nesil düşünce “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sözleri ile tanımlanan ticaretin özgürlüğü ve serbestliği dönemi idi. Ulusal Devlet anlayışının gelişmesi ile “Kamu Yararı ve Çıkarı” dönemi başladı. Vergi mükellefiyeti, standarda uygun ürün ve Devlet denetimi bu anlayışın sonunda ortaya çıkmış uygulamalardır. “Yeni yaklaşım” ise bunlardan farklı olarak “Kamu Güvenliğini” yani insanların, evcil hayvanların ve çevrenin güvenliğini ön plana alarak, sistemini “Güvenli Ürün” üzerine kurmaktadır. Ürünün tasarımının güvenli olması şartlarını sağlamak ve bunun onayını almak, ürünü buna göre üretmek ve kontrolünü yaparak “Uygunluk Beyanı” ile bunu deklere etmek, ticaret yapabilmenin ön şartı olarak getirilmektedir. Artık “Bilen yapsın, karışmayın” veya “Serbest ticaret hakkıma müdahale” gibi yaklaşımlardan bahsetmek mümkün değildir. Uluslararası Mevzuat “Güvenli Ürün” şartlarını tanımlamaktadır. Ürün gurubu ile ilgili her Ulusal mevzuat ise, Kamu Güvenliğini sağlayacak güvenli ürünü sağlamak için ticari yapıyı, yetkili personeli, yetki sınırlarını, hukuki ve cezai müeyyideleri tanımlamalıdır. Konusunda yetkilendirilmemiş bir kişinin cıvata sıkması dahi, Avrupa Düşünce Standardına göre uygun olmayan ve güvensizlik yaratabilecek bir durumdur. Yaptığımız incelemelerde ustalık, yetkili bakım elemanı, yetkili montaj elemanı, yetkili tasarım elemanı gibi birçok iş kolunun birbirinden ayrıldığı ve hepsinin yetki ve sorumluluklarının tanımlandığını gördük. Bizim Ülkemizde de bu tür bir uygulamaya geçilmesi, yetki ve sorumluluk konusunda çıkan birçok tartışmayı doğru bir biçimde ortadan kaldıracaktır.
Asansör Yönetmeliği tartışmaları, kişi ve kurumların olaya farklı yorum ve yaklaşımları sonucunda zaman zaman değişik kulvarlara taşındı. Ulusal ve Uluslararası mevzuat içerikleri konusunda anlaşılamadı, hatta Ulusal bir mevzuatın olup olmayacağı bile tartışma konusu olabildi. Yeni taslak konusunda yapılan çalışmalarda yine aynı tartışmaların yapıldığını ve farklı kurumlarca taslak önerilerinin hazırlandığını görmekteyiz. Bu çalışmaları incelediğimizde, mevcut sorunları çözmek ve bir disiplin oluşturmak yerine, her kesimin kendi yaklaşımına uygun bir oluşum çabası içinde olduğu görülmektedir. Tabiki tarafların kendi çıkarına olacak bir yaklaşım içinde olmaları doğaldır ve tarafları suçlamak mümkün değildir. Bizde bir çalışma içine girerken, ulusal çıkarlarımızı koruyacak ve sektörün gelişmesini sağlayacak bir yönetmeliğin hazırlanmasından yana çalışma hedefi koyduk. Amacımız, orta ölçekli yerli firmaların ayakta kalmasını sağlayabilecek, haksız rekabeti önlemeye yönelik bir yönetmeliğin oluşturulmasıdır. Avrupa Komisyonu Çalışma birimlerince tutulan son raporda*, Portekiz asansör sektörü pazarın %90 ını çok uluslu firmalara kaptırmış durumdadır. Keza İspanyada bu oran %70 lerdedir. Teknik gelişmesini tamamlayamayan ve rekabet gücünü kaybeden bir sektörün, günümüz dünyasında ayakta kalabilmesi neredeyse imkânsızdır. Ülkemizde de gerekli önlemleri almadığımız takdirde, yukarıda bahsedilen Ülkelerde yaşanan son bizim içinde kaçınılmaz olacaktır.
Bu düşünceler ışığında, yeni taslak çalışmalarının önce sorunların tespit edilmesi ile başlaması gerektiğini düşündük ve aşağıda anlatılan çalışmaları gerçekleştirerek, taslaktaki maddelerin hazırlanış gerekçelerini sunduk. Gerek bu yazı gerekse önerilen taslak ve sonuç yazıları birçok firmaya gönderildi. Burada Taslak önerisi ve gelen ilave ek öneriler çalışmaları verilmeyecektir. İlgilenen arkadaşlar kendi derneklerinden veya bana müracaat ederek bu çalışmaları temin edebilirler. Gerekçe yazısı ve Sonuç yazısının özeti aşağıda verilmiştir
I) GENİŞ TARTIŞMAYA AÇILMIŞ TASLAK ÖNERİSİNE GEREKÇE
Son dönemde hazırlanan taslaklar, bir müddet sonra sektör mensuplarının eline geçmiştir. Yapılan incelemede, hazırlanan taslakların sektör sorunlarına çözüm getirmede ve sektörde bir disiplin önerisinde eksik kaldığı, belirli kriterlere sahip olmayanların bile “asansörcü” olabileceği bir yolun açılabileceği görülmüştür. Açıktır ki, riskli ürün gurubunda yer alan ve uzmanlık isteyen bir mesleğin bu anlamda tarif edilmesi, zaten sıkıntıda olduğumuz haksız rekabeti körüklemekten öte bir yararı olmayacaktır. Bu durumda mevcut sıkıntılara yenilerinin eklenmesi söz konusu olabilir.
Yeni yönetmeliğin sektör sorunlarına çözüm getirebilmesi için, önce sorunların ve sıkıntıların tespit edilmesi gerektiği, sonra bunlara çözüm önerileri içeren bir yönetmelik taslağının hazırlanması yolunun daha iyi sonuç vereceği düşünülmüştür. Bu anlamda, sektör mensupları ile toplantı yapılması, problemlerin tespit edilmesi, çalışma gurupları içinde çözüm içeren bir öneri taslağın hazırlanması ve tartışmaya açılması hedeflenmiştir. Bu çalışma sonunda oluşturulacak olan öneri taslak ancak sektörün değerlendirmesi ile şekillenmeli ve son halini almalıdır. Geniş katılımlı hazırlanmış bir çalışmanın daha yararlı olacağı düşünülmüştür.
A) BİRİNCİ TOPLANTI (İSTANBUL)
Asansör sektörünün sorunlarını dile getirecek bir toplantı yapılmış (İstanbul *), ve bu toplantıda Beyin Fırtınası yöntemi kullanılarak, herkesin sorunları dile getirmesi istenmiştir. Yapılan toplantıda hiçbir müdahale olmadan, sorunlar belirtilmiş ve alt alta yazılmıştır. Daha sonra, konusu aynı olanlar, ilgili maddelere ilave edilmiştir. Aşağıda sırası aynı kalmak şartı ile katılımcılarca belirlenen sorunların listesi verilmiştir. - Asansör firması çok fazla belge alıyor. Belge sayısının azaltılması gerekir.
- Firmalarda iki mühendis çalıştırılması çok yük getiriyor. Ayrıca Mühendis ücretinin Odalarca belirlenmesi maliyetleri artırıyor.
- Odalar firmada çalışacak mühendise karar vermesin.
- Uzman Mühendis tanımlaması yapılmalıdır.
- Firma çalışmalarında haksız rekabet düzeltilmelidir.
- Asansör kazalarında asansör firmaları mağdur edilmemelidir.
- Firmalarda teknoloji eksikliği ( Yönetmelikle ilgili olmadığı kararı verildi)
- Tüketici sorumlulukları da belirlenmelidir.
- Yönetmelikte Dernekler de tanımlanmalı ve yasal durumu açılmalıdır.
- Yurtdışı kökenli firmalar, bakımlarda malzeme zorluğu çıkartmaktadır. Malzeme sorunu çözülerek, bu bakımlara teklif verilmesi sağlanmalıdır..
- Asansör Firması ve Bakımcı Firma tanımları ve sorumlulukları yapılmalıdır.
- Asansör yetkili elemanları ve Mühendis yetkileri tanımlanmalı, yetki ve sorumluluklar açıklanmalıdır.
- Malzemeciler, herkese malzeme satarak, yetkisiz kişilerin asansör yapabilmelerine imkan tanıyor. Bu önlenmelidir.
- İşletme Ruhsatı yeni uygulamaya göre düzenlenmelidir. Belediyelerle karşılaşılan sorunlar çözülmelidir.
- Belge satışı önlenmelidir. Fatura kesilmesi bunun için bir yol olabilir.
- Her belediye başka uygulama yapıyor. Belediye görevleri açıkça tanımlanmalıdır.
- Belediyelere mühendis kaydı yaptırılmalımıdır?
- Periyodik kontroller tanımlanmalıdır. Yaptırım olmadığı için raporlar havada kalıyor. Revizyonlar yapılmıyor.
- Belge satışı önlenmesi için, şube ve servis olayı çözülmelidir.
- Eski asansörlerin revizyonu ve kabinlere kapı zorunluluğu tanımlanmalıdır.
- Onaylanmış kuruluşların keyfiyeti tehlikeli noktaya gelmiştir. Yetki ve sorumlulukları tanımlanmalıdır. (Kayıt sistemi)
Yapılan toplantı sonrası, mevcut yönetmelik ve önerilen taslakların bu sorunlara çözüm getirmediği, hatta bazı konularda daha fazla sorun getireceği beyan edilmiş ve yukarıda bahsedilen sorunlara çözüm olabilecek bir çalışmanın yapılması kararı alınmıştır.
Yöntem olarak: - Mevcut çalışmanın okunması ve düzeltilmesi,
- Sorunlara çözüm getirecek maddelerin ilavesi,
- Tamamen yeni bir öneri hazırlanması, önerilmiştir.
İkinci önerinin uygulanması uygun görülmüştür. Yapılacak taslak çalışması için bir Komisyon oluşturulmuş ve Komisyona yardımcı olması için üyeler, konular hakkındaki düşüncelerini kısaca aktarmışlardır. (İkinci öneri kabul edilmiş olmasına rağmen, çalışma ilerledikçe mevcut taslakta sorunların ilave edileceği ilgili maddeler bulunamamış ve çözüm önerilen maddelerin ayrıca ilave edilmesi gerekmiştir.)
B) İKİNCİ TOPLANTI (İZMİR)
Aynı nitelikli bir ikinci toplantı İzmir’de Asansörcüler arasında yapılmış ve yukarıdakilere ilaveten aşağıdaki sorunlar tespit edilmiştir. - İnşaat mahalleri asansör yapmaya uygun değil. İnşaat mahallerini tanımlayacak bir düzenleme yapılması gerekir.
- Müteahhitler önce olmadık asansör yaptırıyor, sonrada ruhsat almamızı istiyor. Ruhsat sorumlusu asansörcüler olmamalıdır.
- Proje çizmeyecek mühendise neden SMM alıyoruz.
- Sorumluluğun çoğu bina yöneticilerinde. Onların sorumlulukları tanımlanmalı ve asansörcüler sorumlu tutulmamalıdır.
- Şikâyet olduğunda, yönetmelikte madde yok deniyor. Cezalar yönetmelikte tanımlanmalıdır.
- Her belediye başka çeşit proje istiyor. Projeler yönetmelikte tanımlanmalıdır.
- Piyasa gözetimi çalışmadan bu sistem çalışmaz. Etkin önlem alınmalıdır.
İzmir’de de İstanbul Komisyonu benzeri bir çalışma gurubu oluşturulmuş ve aynı yöntemle bir çalışma yapılmıştır. Yapılan birinci çalışma düzenlenerek, İstanbul Çalışma Komisyonuna ve katkı sağlayabilecek kişilere gönderilmiş, katkıları istenmiştir.
- Açıklama : “İlk İstanbul Toplantısının Tasiad binasında Yönetim Kurulunun da katıldığı bir toplantıda beraberce yapılmasına ve çalışma gurubunun beraberce oluşturulmasına rağmen, Tasiad Yönetim Kurulunca çalışmaların kendileri ile ilgisi olmadığı beyanı üzerine, daha önceki gerekçe yazılarında bulunan “Tasiad Çalışma Gurubu” adı, “İstanbul Çalışma Gurubu” olarak değiştirilmiştir. Çalışmanın daha sonraki aşamalarına Tasiad Yönetim Kurulu katılmamıştır.”
SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÖNERİLEN ÇÖZÜMLER
Belirtilen sorunlar belli başlıklar altında toplanmış ve sorunu gidermek için önerilen çözüm yolu altında belirtilmiştir.
- FİRMA YAPILARI, TASARIM VE HAKSIZ REKABET
Listede İlgili maddeler: 1, 2, 3, 5, 11, 12, 19, 24
Önerilen Çözüm:
Asansör Firması ve bakım kuruluşlarını açıkça tanımlamak gerekir. Bu açık tanımlama, bu şartları yerine getirmeyen kuruluşları, resmi olmayan kurum durumuna düşürecek ve bu kurumlara karşı 4703 ve 4077 sayılı Kanun Hükümlerine göre yaptırım uygulayabilme şansını verecektir. Sektörün en önemli sorunlarından birisi olan “gayrı resmi firmalara” karşı yapılabilecek mücadelenin, iki ana şartın sağlanması ile yapılabileceği öngörülmüştür. Bunlardan birincisi olan açık firma tanımı yapılması, bu maddelerde ele alınmış, diğer önemli şart olan denetimler ise, “Yıllık Kontroller” maddesinde ilk altı aylık sürede “Piyasa Gözetimi ve Denetimi” niteliğinde periyodik kontroller yapılması ile sağlanması düşünülmüştür.
Asansör firması mali bir yapıdır ve her zaman imalat yapma zorunluluğu yoktur. Bu yüzden kurum, Ulusal olan Asansör Yönetmeliği içinde mali yapımıza da uygun olarak “firma” diye isimlendirilmelidir. Bu firma şahıs işletmesi olabileceği gibi bir kurum da olabilir. Asansör Firmasının imalat yapması durumunda, asansörü 95/16 Asansör Direktifinin uyumlaştırılmış hali olan Asansör İmalat Yönetmeliğine göre yapması gerekir. Asansör İmalat Yönetmeliği, 4703 sayılı Ürünlerin Teknik Mevzuatının Hazırlanmasına Dair Kanuna tabi olarak çıkarılmış ve ürün tarifi yapan bir yönetmeliktir. Sektör disiplinini tanımlayacak Ulusal kısımları dikkate almaz. Bu yüzden “Asansör İmalat Yönetmeliği” olarak isimlendirilmelidir. Asansör disiplinini tarif eden ve ulusal olan yönetmelik “Asansör Yönetmeliği” olarak adlandırılmalıdır. Asansör İmalat Yönetmeliği, Asansör Yönetmeliğinin ayrılmaz bir eki olarak tanımlanmalıdır. Asansör disiplini, işletme ve bakımla sınırlı tutulamaz, bu yüzden işletme ve bakım yönetmeliği olarak isimlendirilmesi yanlıştır. Avrupa’daki birçok ülkede uygulama bu şekilde yapılmaktadır. (Örnek: İngiltere Asansör Yönetmeliği)
İmalat yapan asansör firması “Asansör Yapımcısı” olur ve Asansör İmalat Yönetmeliğine göre ürününü pazara sunmalıdır. İngilizce’deki “İnstaller” karşılığı, yönetmelikte “Asansör Yapımcısı” olarak
düzenlenmelidir. “Asansörü Monte Eden” tanımı direktifte bahsedilen “Lift Constructor” kelimesinin karşılığına daha uygun olur. Açıktır ki, Asansör Yapımcısı, asansörü satan ve sorumluluğu alandır. Bu firmanın her zaman asansörü monte eden (constructor) olması gerekmez ve Türkiye’deki uygulamalarda “montör firmalar” ile karıştırılma ve bilerek farklı yorumlama riski yüksek olacaktır. Direktifte bahsedilen ”installer” asansör yapımcısı tarifine uygun olup, sorumluluğu alan firma anlamında kullanılması daha uygun bir tanım olarak görülmektedir.
Asansör Direktifi, tanımında Asansör Yapımcısının, tasarım, proje, imalat ve bakımından sorumlu olması gerektiğini belirtmiş, ancak sorumluluğun nasıl oluşacağını her ülkenin kendi iç mevzuatına bırakmıştır. Bu yöntem Uluslararası Hukukta genel geçerli yöntemdir. Direktifte ana kural tanımlanır, uygulaması, ana kural ile çelişmemek kaydıyla Ulusal Hukuka bırakılır. Her Ülke tanımlamayı kendi iç hukukuna uygun biçimde çözümlemiştir. Bizim iç mevzuatımız, fenni mesullük tanımını 3458 sayılı Mimarlık ve Mühendislik Kanununda, asansörün projelendirilmesini ise İmar Kanunu ve bu Kanunun uygulama yönetmeliklerinde belirtmiştir. Bu kanunlarda Asansörün projelendirilmesi ve fenni sorumluluğu şartları açıkça tanımlanır. Birçok ülkede olduğu gibi bizde de, yürürlükte olan İmar Kanunu ve bu Kanunun Uygulama Yönetmeliklerine göre, asansör binanın ayrılmaz bir parçasıdır ve ruhsat ekidir. Plansız, onaysız bir imalatın yapılması hiçbir şekilde tartışılır veya kabul edilebilir bir durum değildir. (3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği Dördüncü Bölüm Yapı Ruhsatı İşleri Madde 57 ) Aynı kanuna göre, asansörün projesinin bir elektrik ve bir makine mühendisi tarafından çizilmesi gerekir. Aynı Kanuna ve 6235 Sayılı Türk Mimar ve Mühendisler Birliği kanuna göre de, bu projeler ancak SMM ve Büro Tescil Belgesi olan mühendislerce çizilebilir. SMM ve BTB sahibi olmayan mühendisler proje çizerek, proje uygulama sorumluluğu alamazlar, fatura kesemezler. Proje yapmayacak mühendislerde bu belgeler aranmaz. Ancak fenni mesuliyet için kendi konusunda ilgili Meslek Odasından alınmış yetki belgesi sahibi olması gerekir. Ayrıca 3194 sayılı Elektrikle İlgili Fen Adamları Yönetmeliğinde, asansörün fenni sorumluluğunun elektrik tesisatçılarınca alınamayacağı Madde 10 da belirtilmiştir.
Yapılacak Yönetmelikte, Firma tanımlarında geçen, tasarımdan sorumlu olmak, uygulamadan sorumlu olmak, bakımdan sorumlu olmak kavramları, mevcut kanunlara bağlı olarak açıklanmış, firma hukuki ve teknik yapısı belirtilmiştir. Firmalar mali yapılar oldukları için, teknik ve cezai sorumluluğu üstlenecek kişilerin belirlenmesi gereklidir.
Yönetmelikle ilgili çalışmada firma mühendisleri ile ilgili olarak aşağıda belirtilen iki öneri üzerinde durulmuştur;
Birinci öneri: yeterli teknik eğitimi almış bir elektrik veya makine mühendisi, uygulama için gerekli olan basit elektrik ve mekanik bilgiye sahip olacağı ve projeyi okuyabileceğinden, uygulama sorumluluğu için branş ayrımına gerek yoktur. Konusunda yetkilendirilmiş, gerekli eğitimi ilgili kurumlardan almış bir uygulamacı mühendis, hukuki olarak yeterli sorumluluğun alınmasını sağlayabilir.
İkinci öneri: 3458 sayılı Mimarlık ve Mühendislik ve 6325 sayılı Türk Mimar ve Mühendisler Birliği kanununa göre her kişi ancak yetkili kılındığı konuda fenni mesullük yapabilir. Bakım kuruluşunda imalat söz konusu olmadığı ve bakım kapsamındaki işlerle sınırlandığı için bir mühendis yeterli olabilir. Ancak Asansör firmasında imalatlar için bir sınırlama getirilmemektedir. İmalatlar her iki konuyu da kapsadığından uygulama sorumluluklarının her iki dal için de ayrı olması gerekir. Asansör firması ve bakım kuruluşu arasındaki imalat ve yetki farkını başka türlü ayırt edebilmek mümkün olmayacaktır. Ayrıca TS 12255 sayılı standart asansör firmasındaki mühendis şartını tanımlamıştır. Yukarıda bahsedilen kanunlar ve ilgili standartlar geçerli olduğu sürece, İşyeri Yeterlilik Belgesi, Satış Sonrası Hizmet Yeterlilik Belgesi ve Garanti Belgesi alınabilmesi için bu gereklidir.
Her iki öneri üzerinde tam bir mutabakat sağlanamamış olmasına rağmen, daha sonra mevcut kanunlarla hukuki uyumsuzluk oluşmaması için, taslak ikinci öneri doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir. - KAYIT SİSTEMİ
Asansör Montaj ve Bakım kuruluşları, Belgelendirme kuruluşları ve sertifikasyon için verilen belgeler kayıt altına alınmalıdır.
Uyumlaştırılan 14 yönetmelik, üretimde 4703 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliklerine, bakım servislerinde ise 4077 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliklerine tabidirler. Piyasa Gözetimi ve Denetimi ile daha sonra yapılacak periyodik kontroller, Hizmet yeterlilik ve Sanayi Malları Satış Sonrası Hizmet, Garanti Belgesi gibi bir çok uygulama, yönetmeliklerle Sanayi Genel Müdürlüğü sorumluluğuna verilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar belge bolluğundan bahsedilse de, uyumlaştırmalar sonucunda yeni çıkan ve yürürlükte olan uygulama yönetmelikleri bu belgeleri veya uygulamaları zorunlu tutmaktadır. Sanayi
Genel Müdürlüğü firmaların takibinden ve denetlenmesinden sorumlu hale getirilmiştir. Bakanlığın veya yetkilendirdiği bir kurumun bu görevi üstlenmesi gerekecektir. Bu işleminde sağlıklı yapılabilmesi için bir kayıt sistemi gerekli görülmektedir.
Daha şimdiden belge satışları oluşmaya başlamış, bakımlardaki haksız rekabete, montajdaki haksız rekabet eklenmiştir. Haksız belge kullanan firmalar kadar, haksız uygulama yapan bazı denetim kuruluşlarının gelecekteki uygulamalar için ciddi sıkıntı yaratacağı düşünülmektedir. - MÜTEAHHİD VE BELEDİYELERLE İLGİLİ SORUNLAR
Listede İlgili maddeler: 14, 15, 16, 17, 22, 23, 27
Önerilen Çözüm:
Her belediye kendine göre bir uygulama yapmaktadır. Bu sorun yönetmelikte projelerin, inşaat mahallinin ve Belediye görev ve yetkilerinin tam olarak tanımlanmamasından kaynaklanmaktadır.
Yeni yapılacak Yönetmeliğin, yukarıda bahsedilen konuları ayrıntılı olarak açıklaması ve Bina Uygunluk Raporunu, asansörcülerin üzerinden alması gerekmektedir. Böylece asansörcüler, Belediye ile Müteahhitler arasında köprü olmaktan çıkarılacak, binada bulunan eksikliklerin düzeltilmesi ve müteahhidin açıklarını kapatma görevinden kurtulacaktır.
Ayrıca bina gerekleri Avan Projede tanımlanmalı, kuyu ölçülerinin standardı verilmeli ve işletmeye almanın şekli ve şartları tam olarak belirtilmelidir. Bu kadar ayrıntılı olarak tanımlamanın, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde oluşabilecek keyfiyeti ve çeşitliliği önlemesi açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Kendi ülkemizin özel şartları dikkate alınmalı ve eski alışkanlıkların problem olarak önümüze çıkması önlenmelidir. Bu yüzden, avan proje hazırlanması, inşaat mahalli, işletmeye alma şartları ayrıntılı olarak tanımlanmalıdır. - BAKIM YAPILMASI, REVİZYON VE YILLIK KONTROLLER
Listede İlgili maddeler: 18, 20, 25, 28
Önerilen Çözüm:
Bakımlar, haksız rekabetin en yoğun yaşandığı çalışma alanı olmaya devam etmektedir. Bu anlamda Bakım, revizyon, Bakım firması ve yönetici sorumlulukları açık olarak tanımlanmalıdır. İlgili maddelerde bölge, yetki ve şartlar, farklı uygulama ve keyfiyetlere mahal vermeyecek şekilde açıklanmalıdır.
Bakım kuruluşu ve yöneticilerin sorumlulukları, Yönetmeliğe konan EK 1 ve Ek 2 de, EN 13015 standardına bağlı olarak ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Yıllık Kontroller, yetkisiz bakım yapanların ortaya çıkması için iyi bir yoldur. Ancak bunların Belediyelerin elinde siyasi yaklaşıma bağlı kalması, yaygınlaşmalarını önlemekte ve yaptırım uygulanamamaktadır. Önerilen çözümler ile bu durum ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Ayrıca ilk altı ayda Piyasa Gözetimi ve Denetimi niteliğinde periyodik kontrol yapılması, özellikle son dönemde görülen bazı Onaylanmış Kuruluş ciddiyetsizliğini de bir ölçüde denetim altına almaya yardımcı olacaktır. Son dönemde, haksız şekilde bazı firmalar “Belgelendirilmiş” ve yetkilendirme adı altında “belge satışına” başlamış bulunmaktadır. Sistemin çalışması etkin bir denetim ile mümkün olabilecek ve ciddi olarak tanımladığımız firmaların rekabet şansını artıracaktır. - CEZALAR
Yönetmelikte cezaların açık olarak tanımlanması, Sanayi Müdürlüklerince yapılacak denetim ve şikâyet çalışmalarını kolaylaştıracak, aynı zamanda da önleyici ve caydırıcı bir unsur olacaktır. - SONUÇ
Yukarıdaki düşünceler ışığında, sorunlar dikkate alınarak bir çalışma yapılmıştır.
1) Yapılan ilk öneri çalışma, mevcut çalışmalar dikkate alınarak hazırlanmıştır. Yapılan taslak, çalışma gurubu ve İstanbul komisyonuna gönderilmiş ve gelen katkılar değerlendirilerek, taslak yeniden gözden geçirilmiş, değiştirilen yerler üzeri çizilerek, yeni ilave edilenler kırmızı ile yazılarak üç toplantı yapılmış ve çalışma guruplarına dağıtılmıştır.
2) Dördüncü toplantı değerlendirmesinde yapılan değişiklikler mavi ile yapılan değişikliklerdir. Yapılan çalışmanın, daha önce gönderilen genişletilmiş çalışma gurubuna gönderilmesi, iki üç gün içinde son önerilerin alınması ve daha geniş tartışmaya açılması benimsenmiştir.
3) Son toplantıda genel değerlendirme yapılmış, son öneriler değerlendirilmiştir. Gelen önerilerin değerlendirilerek Taslağa son hali verilmesi ve hızlı bir şekilde genel tartışmaya açılması hedeflenmiştir.
4) Yapılan çalışmaların son hali, gerekçe yazısı, kanunlarda bulunan ilgili maddeler geniş tartışma gurubuna gönderilmiş ve düşüncelerini iletmeleri istenmiştir.
5) Gelen cevapların değerlendirilmesi aşağıda özet olarak verilmiştir
II) YÖNETMELİK TASLAĞINA GELEN ÖNERİLER
Yönetmelik taslağı önerisini gönderdikten sonra gelen ilave öneriler ile ilgili değerlendirme aşağıda sunulmuştur. Gelen önerilerin büyük çoğunluğu sözlü olarak iletilmiştir. Okuma yazma alışkanlığımızın sonucu olan bu uygulama, tarafımızca zaten bekleniyordu. Bizi şaşırtan asıl olay, katılımın gönderim oranına göre çok alt seviyede kalmış olmasıdır. Katkı sağlamayan cevapları çıkartırsak, gerçekten önerinin okunup, değerlendirilerek verilen cevap sayısı % 12 olarak kalmıştır. Yazının gönderildiği kişilerin yarısından fazlasının: - Çalışmayı okumadığı,
- Konuya ilgisiz kaldığı,
- “Yetkili” bir makamdan kendisine resmi başvuru beklediği,
Düşünülmektedir.
Katkısı olmayan cevapları sınıflandırırsak: - “Bizi uğraştırmayın, siz ne yaparsanız kabul ediyoruz” türünden katkı koymayan, kabulcü cevaplar,
- “Neden yapıyorsunuz”, “Siz kimsiniz”, “Size ne, bu sizin işiniz mi?” gibi, bizce bir anlam ifade etmeyen “Bu işi karıştırmayın, Dernekler kabul edeceğimiz bir taslak hazırladı” türünden cevaplar,
Olarak tanımlayabiliriz.
Sözlü ve yazılı gelen öneriler “Asansör Yönetmeliği Taslağına Öneri” metni verilmediği ve ek önerilerinin uzunca bir liste olmasından dolayı burada verilmemiştir. Taslak önerisini ve ilave öneriler listesini almak isteyenler Derneklerinden veya bana müracaat ederek (Mail Adreslerini vererek) temin edebilirler.
Bizi şaşırtan bir diğer olay, Dernek Yönetimlerinde bulunan ve bu işin esas sorumluluğunu üstlenmiş olan kişilerden olumlu veya olumsuz hiçbir tepkinin gelmemesidir. Ya bu işi ilgilenilebilecek ciddi bir iş olarak görüp vakit ayırmadılar, ya da “Derneklerin Birliği” bozulmasın diye ses çıkarmıyorlar. Birlikler zorlama ile kurulamazlar. İçinde tartışma barındıramayan, en ufak seste çatlayacak bir birlik zaten birliktelik sayılmamalıdır. Eğer yapılması gereken bir şey varsa, yapmanın tam zamanıdır diye düşünüyorum. Gelişmelere şu an seyirci kalmak ve önümüze konacak yapıyı kabullenmek, daha sonra şikâyet hakkımızın da olmaması anlamına gelecektir. Sektörün geleceği, “politika sanatının incelikleri” veya “birliği bozma” çekinceleri için tehlikeye atılmamalıdır. En azından sapla samanı karıştırmamak için bu yoldan geçmek gerekir. Yoksa kimin sapla samanı karıştırdığını ayırt etmek mümkün olmayacaktır. Sektörü ve sektör örgütlenmesini temsil ettiğini iddia eden kişilerin bu ilgisiz ve umursamaz tavrı bizleri düşündürmektedir.
Bu konuda üzerimize düşeni yaptığımıza ve bir tartışma platformu yarattığımıza inanıyoruz. Bundan sonrası sektörün sorumluluğu ve kararıdır. Buna da saygılı olacağımızı şimdiden belirtiriz.
Saygılarımızla,
Çalışma Gurubu Adına
Serdar Tavaslıoğlu
Elk. Müh.
- The European Evaluation Consortium (TEEC) Evaluation of the aplication the Lifts Directive (95/16/EC)
Not: Gelen cevapların toplanması ve düzenlenmesi görevi tarafımca yapılmış olup “Yönetmelik taslağına gelen cevaplar” bölümündeki ifadelerin sorumluluğu Çalışma Gurubuna ait değildir.